TOPLUM HUZURU VE ŞİFA KAYNAĞIMIZ “DİNLEMESİNİ BİLMEK”
TOPLUM HUZURU VE ŞİFA KAYNAĞIMIZ
“DİNLEMESİNİ BİLMEK”
Bir insanın başka bir insan için yapabileceği en güzel işlerdendir dinlemek. kalpler arasında bağ kurar. Bu bağ aslında büyük bir şanstır çünkü birini hakkıyla dinleyebilmek emek ister, fedakârlık ister. Bu sebeple dinlemenin olduğu ortamda anlatan da dinleyen de şanslıdır.Dinlemek, konuşmaktan önce gelen bir meziyettir. Her zaman bu meziyete sahip olamayabiliriz. Fakat iyi birer dinleyici olamasa da herkesin “dinlemenin ciddiyeti” üzerine çalışması gerekir. Bu çalışma için, erken yaşlardan itibaren dinlenilmiş olmak lazımdır. Dinleniyorsam hayatta bir yerim vardır, değil mi? Dinleniyorsam ciddiye alınıyorumdur, dinleniyorsam seviliyorumdur, dinleniyorsam kendime güvenebilirim… Büyükleri tarafından dinlenen çocuklar işte tam da bu yüzden çok şanslılar. Çocukları dinlemenin gelecek yaşantısına yön vermesi açısından ne kadar önemli olduğunu anlamamız için Mimar Sinan’a ait meşhur bir hikâye en güzel örnek olmuştur; “Selimiye’nin inşası devam ederken bir çocuk, Mimar Sinan’ın yanına gelir ve minarelerden birinin eğri olduğunu söyler. Koca mimar, bir çocuğa bakar bir de minareye. Sakalını sıvazlar ve gülümser. Ustabaşını yanına çağırır, minareyi iple çeke çeke düzeltmelerini söyler. Minarenin gövdesine halatlar bağlanır. Çocuk düzeldi diyene kadar halat çekilir. Selimiye’nin sanatkârı Koca Sinan teşekkür eder çocuğa. Başını okşar, cebine biraz harçlık koyup uğurlar. İple minare düzeltilir mi? Elbette düzeltilmez. Ama sarayın baş mimarı Mimar Sinan, bir çocuğun lafıyla işi durdurup minareye ip sardırmış, ustalara güya eğri olan minareyi düzelttirmiştir.” Bu malum kıssa bize önemli ders verilmiştir. Geleceğimiz olan evlatlarımızın sözlerine değer verirsek onlarda hayat boyunca karşısındaki iyi niyetli insanları dinlemeyi ve değer vermeyi ihmal etmeyeceği ve dedikodulara ve art niyetli insanlara fırsat vermemek için tedbirli olmayı öğrenecektir. Çevremizdeki çocukları Anne Baba veya herhangi bir sıfatta büyük olarak dinleyebiliyor muyuz? Geleceğimiz olan evlatlarımıza en güzel yemekler yapıyoruz en iyi giysiler alıyoruz ama hayatı paylaşmıyoruz. Çocuğa kendini anlatması için fırsat vermiyoruz. Fikirlerini, tasarımlarını, yaşadıklarını bilmiyoruz. Anlatacak olduğunda dinlemiyoruz. Çocuk gittikçe içine kapanıyor. Kapandıkça, içine attıkça, doluyor, taşıyor. Oysa heyecanlarına kulak versek ve onların dünyalarına misafir olsak, yanlarında gündemimizi unutsak… Sevgi ve saygıyla, gözlerinin içine bakarak onları dinlesek… Onlara bir şifa kaynağı sunmuş olacağız. Dinlemek o kadar güçlü bir eylem ki onlarca kez sarılmaya, yüzlerce sevgi sözcüğüne bedel. Dinlemeyi her ihmal ettiğimizde aradaki bağa zarar vermiş oluyoruz. Bizim önemsemediğimiz basit gördüğümüz bazı durumlarda evlatlarımız kendini dinleyecek insanları dışarıda aramaya başlayınca büyük sıkıntı orada başlıyor. Çocuklarımızı bekleyen tehlike dışarıda toz pembe gösterilerek birileri tarafından yönlendiriliyor ve bizim yapamadığımız basit gördüğümüz davranışlar nedeniyle evlatlarımız aklımıza gelmeyecek olmaz dediğimiz durumlarla karşımıza çıkıyor. Dinlemek ne güzel şey. Aynı hayatı yaşadığımızın, birbirimizi fark ettiğimizin işareti. Lütfen çocuklarımızı fark edelim. Onların hayatına, hayallerine,hikayelerine, ilgilerine, korkularına, kaygılarına, öfkelerine, merhametlerine, ibretlerine, hikmetlerine, masumiyetlerine şahit olalım. Çocuğumuzu dinlemekle, ona dinlendiğini hissettirmiş olup onu dinlendirmiş oluyoruz. Dinlemek, çocuklarımız için bulunmaz bir şifa kaynağıdır. Geleceğimiz olan evlatlarımız en büyük şifa kaynağından beslenerek yetiştiğinde geçmişte bu vatan için canlarını verenler boşuna şehit olmamış olacak ve devleti ve milleti için en iyi hizmet etmeye çalışan bir nesil yetişmiş olacaktır. Bu şekilde bir neslin yetişmesi için evlatlarımızı milli ve manevi değerlerimizi yaşatmak için elini taşın altına koymuş gayesi inançlı bir nesil için eğitim vermeye çalışanlara emanet etmeliyiz. Bu aziz vatan hepimizin aydın ilerici olacağız derken özümüzü kaybetmeyelim.
(Çamlıca Basım - İnsan ve Hayat Dergisinden alıntı yapılmıştır)
05.01.2023
afsar391@hotmail.com
Yorumlar -
Yorum Yaz